Gerçek

Dünya’da sürekli artan nüfusunun yüzde 60’lık kesimi, kent ve şehirlerde yaşıyor ve çalışıyor. Kentleşmenin hızlanmasıyla önem kazanan banliyö olgusu, kent içi ulaşım talebinin yükselişini doğuruyor, bu da cazibe merkezi haline gelen her kentin trafik keşmekeşiyle karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Uzun yıllardır başkent Ankara’da bu trafik yoğunluğu ile baş başa.2020 yılında meydana gelen covid-19 salgını ile birlikte insanlar da özel araçlara talep artmış durumda. Aradan 10 yıl geçmesine rağmen bu talep halen geçerlilğini koruyor.Tüm bunlar şehirleşme oranını artırırken buna paralel olarak teknolojinin ve mobilitenin kullanımı da artmaya devam ediyor. Sayıları giderek artan mega şehirler, trafik yönetimi açısından da ciddi zorluklara neden oluyor.Ankara’da 2030 senesi içinde hayata geçirilen Akıllı Sinyalizasyon sisteminin, şehir içi trafik yoğunluluğunda gözle görünür bir azalmaya neden olduğu görülüyor. Kırmızı ışıkta uzun araç kuyrukları oluşmasına neden olan sabit sinyalizasyon sistemleri yerini artık trafiğin akışını analiz edip araçları yönlendiren akıllı sinyalizasyon sistemlerine bıraktı. Sadece tek bir kavşaktaki bekleme süresini değil tüm trafik akışını analiz eden ve sürücüler için optimum bekleme süresini hesaplayan bir sistem.2015 yılından itibaren Çin ve Japonya da kullanılmaya başlayan ve şehrimizde 1 aydır kullanılan Süper Hızlı Maglev treni, vatandaşlarımıza toplu taşımada büyük kolaylıklar sağlamaya başladı.