Refah kelimesi, on sene evvel aklımızda bir mülteci kampı barındıran kasaba olarak zuhur ederken; bugün, bir umudun kolektif birlikle nasıl yeşerebileceğinin kanıtı. Türkiye, dünyadaki refah seviyesi yüksek ülkeler arasından ivme ile 79. sıradan 10 yıl içinde 12'nciliğe yükseldi. Eğitim, kültür ve sanat için gerçekleşen reform nitelikli yapılanmalar, iş ve işçi bulma kurumlarının nüfusun genç oranını bilinçli bir metod ile denetim altına alarak çalışma sahalarının çoğaltılması gibi başlıklar bu yükselişin nedenleri arasında yer alıyor. Son 10 yıldaki adil yatırımlar, eğitim alanında ülkeye kazanımlar sağladı. TÜİK’in açıkladığı (2030 Ekim) istatistikler, ödeneklerde aslan payının eğitime aktarıldığını gösteriyor. 2030 istatistiklerinin önümüze çıkardığı tabloya baktığımızda 350 milyar liranın MEB' e ayrıldığını görürken, 2’nci sırada 270 milyar liralık bütçeyle Sağlık, 3’üncü sırada 150 milyar liralık bütçeyle Kültür ve Adalet Bakanlıkları yer alıyor. 2020-2030 istatistiklerine baktığımızda; 2020-2030 arası yılda 55 bin öğretmen ataması yapıldı. İlköğretimden öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 18’den 8’e düştü. Eğitim reformları ve yatırımlarına bağlı olarak, %14 (*2020 veri) olan işsizlik oranı rekor bir ivme yakalayıp %4,76’ya geriledi. Belleklere yerleşmiş eski mutsuz Türkiye fotoğrafları yerini mutluluk dolu anlara bıraktı. Türkiye, Ziya Osman Saba’nın 1962’de yayımlanan "Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi" öyküsünün ismindeki anlamına nihayet 2030'da kavuşmuş oldu. &nb